Amenna Vraynko: "Bir Osmanlı ve Rumeli kızının neler başarabileceğini göstermek için yola çıktım"
Kuzey Makedonya'nın Vrapçişte kasabasında doğup büyüyen Amenna Vraynko Bekiri, eğitim hayatındaki üstün başarılarıyla dikkat çekiyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Fakültesi'ndeki lisans eğitimini tamamladıktan sonra, kariyerine yön verecek önemli bir adımla Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Global Pazarlama alanında yüksek lisansını tamamladı. Amenna, bu alandaki eğitimini bölüm birinciliğiyle bitirerek büyük bir başarıya imza attı.
Genç akademisyen, Yeniden Birlik haber sitesine verdiği röportajda akademik yolculuğunun temelinde yatan merakını şu sözlerle ifade ediyor: "Akademik yolculuğum boyunca hep kültürlerarası farklılıkların tüketici davranışları üzerindeki etkilerini merak ettim. Bu merak, beni global pazarlama alanına yönlendiren en büyük motivasyondu."
Dijital çağa hayranlık
Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Global Pazarlama yüksek lisans programını bölüm birincisi olarak tamamlayan Amenna Vraynko Bekiri, bu başarısının sırrını ve global pazarlamayı neden seçtiğini okuyucularımızla paylaştı. Amenna’ya göre, zirveye giden yol "istikrar, çok yönlü düşünme ve vazgeçmeme kararlılığı" ile döşeli.
Jüri üyeleri: Doç. Dr. Ahmet Atıf Evren ve Dr. Öğr Üyesi İlkim Ecem Emre Sözeri ve Danışman hocam Doç. Dr. Selçuk Kıran
Lisans eğitimini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi üzerine yapan Amenna için global pazarlama, başlangıçta oldukça farklı ve "ürkütücü" bir alan olmuş.
Ancak bu iki disiplin arasındaki "uçurum gibi görünen farklar", zamanla onun için birer "zenginliğe" dönüşmüş. Bu farklı bakış açılarının harmanlanması, Amenna’nın başarısının önemli bir anahtarı olmuş gibi görünüyor.
Global pazarlamayı seçmesindeki en büyük motivasyon ise dijital çağın sunduğu sınırsız olanaklara olan hayranlığı. Amenna, "Artık ülkeler arası mesafeler, sadece bir tıklama kadar yakın. Bu düşünce beni derinden etkiledi" dedi.
Marmara Üniversitesi'nin programını gördüğünde ise "bu dijitalleşmenin ve sınır tanımayan iletişimin akademik karşılığını bulduğunu" hissetmiş. Sınırların olmadığı bir dünyada, kültürlerarası etkileşimi, dijital davranışları ve pazarlama stratejilerini anlamak, onun için hem akademik bir cazibe hem de kişisel gelişim için eşsiz bir fırsat sunmuş.
“Sadece ürünler değil, fikirler, liderler ve toplumsal hareketler de pazarlanabilir"
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Fakültesi'nden mezun olmanın, Global Pazarlama alanındaki yüksek lisans eğitimine nasıl bir katkı sağladığı sorusuna Amenna Vraynko Bekiri, "Benim için bu iki disiplinin kesişim noktası aslında oldukça derin ve düşündürücüydü" diye yanıt veriyor.
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi eğitiminin, bireylerin ve toplumların karar alma süreçlerini, otorite ile halk arasındaki ilişkiyi, yönetim sistemlerini ve ideolojik çerçeveleri anlamasını sağladığını belirten Amenna, lisans tezinin de bu yönelimi yansıttığını dile getiriyor: "Makedonya’da Yaşayan Türklerin Siyasallaşma Süreci." Bu çalışmanın kendisine, kimlik, aidiyet ve politik temsil gibi konuların bireylerin günlük yaşamlarına nasıl sirayet ettiğini derinlemesine düşündürdüğünü ifade ediyor.
Yüksek lisansa başladığında ise pazarlamanın yalnızca bir ticaret aracı olmaktan öte, bir iletişim, yönlendirme ve temsil biçimi olarak ilgisini çektiğini vurgulayan Amenna, global pazarlamaya yönelirken yaptığı bir farkındalığı paylaşıyor: "Politik ideolojiler de tıpkı markalar gibi bir imajla, bir stratejiyle ve hedef kitleyle var olur. Yani sadece ürünler değil, fikirler, liderler ve toplumsal hareketler de pazarlanabilir." Bu bakış açısı, onu politik iletişimin ötesine taşıyarak, pazarlamanın çok daha geniş bir alanda nasıl etkili olabileceğini sorgulamaya itmiş.
Bu noktadan sonra ilgisinin kültürel etkileşim, dijital davranışlar ve özellikle sembolik tüketim alanlarına kaydığını belirtiyor. Takı sektörü gibi hem kültürel hem de duygusal değeri yüksek bir alanda tüketici davranışlarını incelemenin kendisine hem teorik hem de pratik bir alan sunduğunu ekliyor. Böylece, siyasetin görünürlük arayışından bireysel tüketici kararlarına uzanan çok katmanlı bir akademik serüvenin içinde bulmuş kendini.
Sabır, dirayet ve gayret
Marmara Üniversitesi'ndeki yüksek lisans eğitiminin en zorlu ve en keyifli anlarını paylaşan Amenna Vraynko Bekiri, üniversiteye ilk adım attığı günü büyük bir netlikle hatırlıyor. "Marmara Üniversitesi’nin tarihi atmosferi, İstanbul’un büyüleyici ama bir o kadar da yorucu temposu arasında yürürken içimden şu cümleyi söylemiştim: 'Buraya boşuna gelmedin, hayalini gerçekleştirmeye geldin.'" diyerek o anki kararlılık ve yeni bir yolculuğun başlangıcı hissini dile getiriyor.
Amenna için yüksek lisans sürecindeki en zorlu kısım kuşkusuz tez yazımı olmuş. Tez yazmanın sadece teorik bilgileri bir araya getirmek olmadığını, aynı zamanda sabır, dirayet ve gayret gerektiren uzun soluklu bir yolculuk olduğunu belirtiyor. Bu süreçte her öğrenci gibi kendisinin de zaman zaman "Gerçekten araştırma yapabiliyor muyum? Yeterince derinlemesine analiz edebiliyor muyum?" gibi sorgulamalar yaşadığını ifade ediyor. Bu kaygıların sadece bireysel değil, aynı zamanda hocaların da beklendiği temel akademik yeterlilikleri ortaya koyma süreci olduğunu ekliyor.
Tez yazım sürecinin sürekli bir ilham akışıyla ilerlemediğini, zaman zaman fikir karmaşası, motivasyon düşüşü ve içsel çatışmalarla seyrettiğini dile getiren Amenna, bu noktada danışman hocası Doç. Dr. Selçuk Kıran’ın rehberliğinin çok kıymetli olduğunu vurguluyor: "Ne zaman buhrana düşsem, yönümü kaybetsem; onun doğru yönlendirmeleri sayesinde yeniden odaklanabildim. Böylelikle sadece bir akademik çalışma değil, aynı zamanda kişisel bir gelişim süreci yaşamış oldum."
En keyif aldığı anların ise verileri analiz ettiği ve anket sonuçlarının anlamlı çıktığını gördüğü anlar olduğunu belirten Amenna, "O tabloya baktığımda, 'Evet, bu emekler boşuna değildi' dedim kendime. O anda içimde tarifsiz bir tatmin duygusu oluştu" diyerek bu anların önemini vurguluyor. Bir araştırmayı başından sonuna kadar başarıyla yürütmüş olmanın verdiği mutluluğun çok kıymetli olduğunu, kendini bu alanda yetkin görmenin ve bunu verilerle somutlaştırmanın kendisi için paha biçilemez olduğunu sözlerine ekliyor.
Makedonya'da kendi online takı/mücevher markasını kurma hedefi
Marmara Üniversitesi'ndeki yüksek lisans birincisi Amenna Vraynko Bekiri'nin tez konusu, "Türkiye ve Makedonya'nın Takı Sektöründe E-Ticaret Satın Alma Davranışlarının Karşılaştırılması"ydı. Amenna, bu konuyu seçmesindeki temel motivasyonların kişisel, kültürel ve geleceğe yönelik olduğunu belirtiyor.
Amenna, Makedonya'nın takıyla olan derin kültürel bağını vurguluyor: "Makedonya, tarih boyunca takının sadece bir süs eşyası değil; aynı zamanda sosyal statünün, aidiyetin ve güç göstergesinin sembolü olduğu bir coğrafyadır. Bu durum, Büyük İskender dönemine kadar uzanır." Antik Makedonya'da takıların hem saray yaşamının ihtişamını yansıtan hem de bireylerin kimliklerini ve toplumsal rollerini ifade eden araçlar olarak görüldüğünü ekliyor.
Bu kültürel mirasın Osmanlı döneminde de devam ettiğini ve günümüzde de Makedonya'da takıların düğünler, bayramlar ve sosyal toplantılar gibi özel günlerde sosyal onayın, saygınlığın ve hatta aidiyetin bir göstergesi olarak görüldüğünü dile getiriyor. Amenna, bu köklü kültürel davranışın dijitalleşen dünyadaki yansımalarını anlamak istediğini belirtiyor. Özellikle fiziksel bir ürün olan takının çevrimiçi ortamda nasıl algılandığını, satın alma kararlarının ardındaki duygusal ve sosyal dinamikleri anlamaya çalıştığını ifade ediyor.
Bu çalışmanın kendisi için sadece akademik bir araştırma olarak kalmadığını, aynı zamanda gelecek planlarında ilham veren ve yol gösteren bir rehber olduğunu da ekliyor. Amenna’nın yakın gelecekte Makedonya'da kendi online takı/mücevher markasını kurma hedefi bulunuyor. Bu tez sürecinin hem kendisini literatür anlamında geliştirdiğini hem de kendi fikirlerini pratiğe dökebilmesi için güçlü bir temel oluşturduğunu belirtiyor. Dolayısıyla bu çalışmanın, yalnızca teoriyle sınırlı kalmayan, aynı zamanda onu hayallerine bir adım daha yaklaştıran çok yönlü bir deneyim olduğunu vurguluyor.
Vrapçişte'den yükselen güç
Kuzey Makedonya'nın küçük bir kasabası olan Vrapçişte'den gelerek Türkiye'de önemli bir akademik başarıya imza atan Amenna Vraynko Bekiri, bu deneyiminin duygusal ve kültürel boyutlarını paylaştı. Amenna'ya göre, Vrapçişte'nin küçüklüğü onu sınırlamak yerine, tam tersine daha da güçlendirmiş.
Amenna, Vrapçişte'nin kendisine kazandırdığı değerlerin ve kimliğin çok büyük olduğunu vurguladı: "Orada büyümek, sadece yerel bir aidiyet değil; aynı zamanda bir kimlik mücadelesiyle yoğrulmak demek." Bu nedenle, Türkiye'de, özellikle de köklü üniversitelerde akademik başarı elde etmiş olmanın kendisi için yalnızca bireysel bir başarı değil, aynı zamanda temsil ettiği kültürel kimliğin bir yansıması olduğunu belirtti.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi mezuniyet töreni: Prof. Olkan Senemoğlu
Hem Çanakkale'deki lisans eğitimi boyunca hem de Marmara Üniversitesi'ndeki yüksek lisans sürecinde geldiği yeri ve köklerini anlatmaya gayret ettiğini ifade eden Amenna, "Makedonya’daki Türk topluluğunun bir azınlık olduğunu, sayıca az olsak da sesimizin güçlü olduğunu her fırsatta vurguladım." dedi. Kendilerinin sadece kültürel olarak değil, tarihsel olarak da Osmanlı'nın izlerini ve Rumeli Türklerinin dirayetini taşıdıklarını belirten Amenna, attığı her akademik adımda yalnızca kendini değil, Vrapçişte'deki o azınlık sesin yankısını da temsil ettiğinin farkında olduğunu dile getirdi.
Bu nedenle, elde ettiği başarıyı sadece "Amenna yaptı" olarak görmek istemediğini söyleyen Amenna, bu başarının Makedonya'da, Vrapçişte'de yaşayan Türkleri hatırlatmasını, onların da sesinin duyulmasını ve bu masada var olmasını istediğini belirtti. "İşte bu düşünce beni her zaman daha fazla çalışmaya, daha fazla üretmeye ve daha güçlü durmaya sevk etti. Vrapçişte’nin küçük oluşu beni sınırlamak yerine, tam tersine; bana güç verdi, yola daha sağlam basmamı sağladı" dedi.
Gelecek planlarında iki kulvarlı bir yaklaşım
Amenna Vraynko Bekiri, yüksek lisans tez çalışmasının kendisine yalnızca akademik bir bakış açısı kazandırmakla kalmadığını, aynı zamanda bu bilgileri pratiğe dökebilme konusunda da yol gösterici olduğunu belirtiyor. Bu nedenle gelecekte hem özel sektörde hem de akademik dünyada aktif olmayı hedeflediğini ifade ediyor. "Kendimi sadece bir alanda sınırlamak istemiyorum; her iki dünyada da kendi sesimi duyurmak, fikirlerimi hayata geçirmek istiyorum" diyerek bu iki kulvardaki hedefini vurguluyor.
Özel sektörde dijital pazarlama, tüketici davranışları ve marka stratejileri gibi konularda çalışmanın teorik bilgisini sahaya taşımasını sağlayacağını düşünen Amenna, aynı zamanda akademik üretim yapmayı, yazmayı, düşünmeyi ve yeni bilgiler üretmeyi de çok sevdiğini dile getiriyor. Bu üretim sürecinin kendisi için yalnızca bir meslek değil, bir yaşam biçimi olduğunu ekliyor.
Amenna, kısacası gelecekte sahada da akademide de yer alan; fikirlerini uygulamaya dönüştürebilen ve bilgi üretmeye devam eden bir yol çizmek istediğini belirtiyor. Her iki alanın da kendisini tamamladığını ve kendini bu iki kulvarda da geliştirmeye devam etmeyi arzuladığını sözlerine ekliyor.
“Biz Rumelili kadınlar, çalışkanlıklarıyla, paylaşmayı bilen yürekleriyle, sevgiyi eksik etmeyen sıcak kanlı yapılarıyla biliniriz”
Amenna Vraynko Bekiri, başarı hikayesinin genç Rumelili kadınlara nasıl bir örnek teşkil edebileceği ve onlara tek bir cümleyle ne söylemek istediği sorusuna içtenlikle yanıt verdi.
"Biz Rumelili kadınlar, çalışkanlıklarıyla, paylaşmayı bilen yürekleriyle, sevgiyi eksik etmeyen sıcak kanlı yapılarıyla biliniriz" diyen Amenna, bu kültürel mirasın bir temsilcisi olarak bu özellikleri taşımaktan gurur duyduğunu belirtti.
Kadınların başarıya ulaşmasının her zaman kolay olmadığını, çoğu zaman daha fazla sabır, daha fazla gayret ve daha fazla direnç gerektirdiğini vurguladı. "Ama biz Rumelili kadınlar, bu mücadeleyi layıkıyla taşıyan, gerektiğinde suskun ama hep dirençli, gerektiğinde sessiz ama hep güçlü kalmayı başaran kadınlarız," ifadelerini kullandı.
Küçük bir kasabada doğup büyük şehirlerde hayallerini gerçekleştirmiş olmanın, sadece kendi yolculuğu değil, aynı zamanda Rumeli’den yükselen güçlü bir kadın sesi olduğunu dile getiren Amenna, "Ben, bir Osmanlı kadınının, bir Rumeli kızının neler başarabileceğini göstermek için bu yola çıktım" dedi. Kendilerinin yalnızca bir etnik kökenin değil, çok kültürlü ve derin tarihli bir coğrafyanın çocukları olduğunu belirten Amenna, her alanda başarılı olabileceklerine ve yalnızca geçmişlerine değil, geleceklerine de yön verebileceklerine tüm kalbiyle inandığını söyledi.
Genç bir Rumelili kadına tek bir cümleyle seslenmesi gerekirse, Victor Hugo’nun şu sözünü paylaşmak istediğini belirtti: “En karanlık gece bile sona erecek ve güneş doğacaktır.”
Amenna, "Sabırla yürüyenler, sonunda yıldızlara ulaşacaktır," diyerek sözlerini tamamladı. Hikayesine ortak olan ve bu satırları okuyan herkese içten teşekkürlerini sunan Amenna, özellikle bu güzel röportaj için emeği geçen herkese minnettar olduğunu ve bu gazetenin sayfalarında yer almanın kendisi için büyük bir onur olduğunu dile getirdi.
Hüsamettin GİNA