Batı Balkanlı TIR şoförlerinden AB’ye gözdağı: 16 Haziran’a kadar çözüm olmazsa sınırlar kapanacak
Bu gelişmeler, AB ile Batı Balkanlar arasındaki ticaret ve taşımacılık ilişkilerinde yeni bir gerilim doğurabilir. Avrupa Komisyonu’nun nasıl bir yanıt vereceği ise merak konusu.

Batı Balkan ülkelerinden (Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ ve Sırbistan) TIR şoförleri, Avrupa Birliği’ne (AB) giriş ve kalış sürelerine dair yaşanan sorunlara çözüm getirilmemesi halinde, 16 Haziran’dan itibaren AB sınır kapılarını ve ulaşım güzergâhlarını bloke etme tehdidinde bulundu.
Bosna Hersek’in Biyelyina kentinde bir araya gelen altı ülkenin nakliyeci örgütleri, ortak açıklama yaparak Avrupa Birliği’nden yazılı güvence talep etti. Nakliyeciler, mevcut durumda Şengen bölgesine giriş yapan şoförlerin, turist gibi değerlendirilerek 180 gün içerisinde sadece 90 gün kalmalarına izin verildiğini, bu sürenin işin doğasına aykırı olduğunu vurguladı.
AETR Anlaşması Hatırlatması: “Turist Değiliz, Çalışanız”
Nakliyeciler, Avrupa ülkelerinin şoförlerin giriş-çıkış tarihlerini değil, araçlarındaki dijital takograflarla ölçülen fiili çalışma sürelerini esas alması gerektiğini belirtiyor. Aksi halde, bu süre aşımı yüzünden bazı sürücülere para cezaları kesildiği, hatta AB’ye girişlerinin yasaklandığı ifade edildi.
Lojistik Bosna-Hersek Konsorsiyumu tarafından yapılan açıklamada, Batı Balkan ülkelerinin AETR (Avrupa Anlaşması – Uluslararası Karayolu Taşımacılığı) üyesi olduğu, bu anlaşmanın Şengen kurallarından daha önceye dayandığı ve daha üstün olduğu hatırlatıldı.
"Yazılı Güvence Gelmezse 16 Haziran’da Blokaj Başlıyor"
Konsorsiyum, Avrupa Komisyonu’ndan 16 Haziran’a kadar AETR anlaşmasına uygun şekilde sürücülerin statüsünü tanıyacak yazılı bir onay talep ediyor. Açıklamada, "Eğer bu tarihe kadar yazılı bir teyit sağlanmazsa, Batı Balkan’daki tüm ülkelerde eş zamanlı olarak AB sınırlarına yönelik yol kapatma eylemleri başlatılacaktır," denildi.
Bu gelişmeler, AB ile Batı Balkanlar arasındaki ticaret ve taşımacılık ilişkilerinde yeni bir gerilim doğurabilir. Avrupa Komisyonu’nun nasıl bir yanıt vereceği ise merak konusu.