Dünya Nüfus Günü: 8,2 milyarı aşan sayı, yaşlanan dünya ve gençlerin umudu
Dünya genelinde insanlığın geleceğini şekillendiren demografik eğilimlere dikkat çekmek amacıyla her yıl 11 Temmuz'da kutlanan Dünya Nüfus Günü, bu yıl 8,23 milyarı aşan küresel nüfusu ve bu sayının arkasındaki zorluklar ile umutları ele alıyor.

Birleşmiş Milletler tarafından 1989'da, dünya nüfusunun 5 milyara ulaştığı 1987 yılını anmak amacıyla başlatılan bu özel günün 2025 teması ise oldukça anlamlı: "Gençleri adil ve umut dolu bir dünyada istedikleri aileleri kurmaları için güçlendirmek."
Nüfusun sadece bir sayıdan ibaret olmadığına dikkat çekiliyor; aksine, küresel eşitsizliğin, fırsatların ve kısıtlamaların bir yansıması olduğu vurgulanıyor. Dünya Nüfus Günü, her insanın seçme, onur ve gelecek hakkına sahip olduğu bir dünya inşa etmek için bir eylem çağrısı niteliği taşıyor. Çünkü adaletsiz büyümenin ilerleme değil, bir uyarı olduğu belirtiliyor.
2025'te küresel nüfusun portresi
Güncel demografik verilere göre, 2025 yılı itibarıyla dünya nüfusu 8,23 milyarı aşmış durumda. Yıllık büyüme oranı yaklaşık %0,85-0,9 seviyesinde seyrediyor ve bu da her yıl yaklaşık 70 milyon kişiye tekabül ediyor. Doğurganlık oranı kadın başına 2,24 çocuk ile "bakım sınırına yakın" olarak nitelendiriliyor. Küresel ortanca yaş ise 31 yıl olup, yüzyılın sonunda bu rakamın 42'ye ulaşması bekleniyor.
Kentleşme hızla artıyor; dünya nüfusunun %56'sı şehirlerde yaşarken, bu oranın 2050 yılına kadar %66'nın üzerine çıkacağı öngörülüyor. Ortalama yaşam beklentisi 73,6 yıl olup, erkeklerde 71,5, kadınlarda ise 75,9 yıl olarak kaydediliyor.
2025 yılında dünyanın en kalabalık beş ülkesi ise şu şekilde sıralanıyor:
-
Hindistan: 1,46 milyar
-
Çin: 1,42 milyar
-
ABD: 347 milyon
-
Endonezya: 285 milyon
-
Pakistan: 255 milyon
Bölgesel demografik eğilimler ve zorluklar
Küresel nüfus artışı bölgesel olarak farklılık gösteriyor ve beraberinde çeşitli zorlukları getiriyor:
-
Asya: Dünya nüfusunun %50'sinden fazlasına ev sahipliği yapıyor. Demografik büyüme istikrarlı ancak düzensiz bir seyir izliyor.
-
Afrika: En hızlı büyüyen kıta olarak öne çıkıyor; 2050 yılına kadar 2,5 milyar nüfusa ulaşması bekleniyor. Yüksek doğurganlık oranları ve genç nüfus yapısı dikkat çekiyor.
-
Avrupa: Demografik düşüş ve yaşlanma sorunuyla karşı karşıya. Ortalama yaşın 42'nin üzerinde olması, sağlık ve emeklilik sistemleri üzerinde baskı oluşturuyor.
-
Kuzey Amerika: İstikrarlı bir büyüme sergilese de, yaşlanma ve göçün getirdiği zorluklarla mücadele ediyor.
Genel demografik zorluklar arasında gelişmiş ülkelerde azalan doğurganlık ve buna bağlı olarak yaşlanan nüfus, hızla büyüyen ülkelerde konut ve kaynak eksikliği öne çıkıyor. Özellikle kadınlar ve gençler arasında eğitim ve sağlığa erişimde yaşanan eşitsizlikler de önemli bir sorun teşkil ediyor. Nüfus artışının iklim değişikliğiyle bağlantısı da göz ardı edilmiyor; daha büyük bir nüfusun ekosistemler üzerinde daha fazla baskı oluşturduğu belirtiliyor.