Hırvatistan'ın yeni 'mezarlık' yasası Sırp azınlığın tepkisini çekti
Zagreb’de milletvekilleri, 1991-1995 savaşı döneminden kalma ve vatandaşları rahatsız edebilecek mezar taşı yazıtlarının kaldırılmasını zorunlu kılan yeni bir yasayı kabul etti.

Hırvatistan’ın bağımsızlık savaşı yaklaşık 30 yıl önce sona erdi. Ancak AB ve NATO üyesi olan ülkede milletvekilleri, hâlâ bazı konuların 'çözülmediğini' düşünüyor.
Çarşamba günü milletvekilleri, 20 yıllık mevcut yasayı yürürlükten kaldırarak yerine getirilen “Yeni Mezarlık Yasası”nı büyük çoğunlukla kabul etti.
Yeni yasa, 1991-1995 savaşı sırasında dikilmiş ve anayasal düzene aykırı bulunmuş mezar taşı yazıtlarının kaldırılmasını öngörüyor.
Hırvatistan Planlama, İnşaat ve Devlet Varlıkları Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, yasa, “işgal günlerinde“ yürürlüğe konulmuş, “vatandaşların duygularını rencide edebilecek” sembolleri yasaklıyor.
Yasa özellikle, 30 Mayıs 1990 sonrasında dikilen mezar taşlarını hedef alıyor. Bu tarih, o dönem Sosyalist Hırvatistan Cumhuriyeti’nin çok partili ilk parlamentosunun açıldığı ve Yugoslavya’dan bağımsızlık yolunda ilk adımın atıldığı gün olarak kabul ediliyor.
Etnik Sırp azınlık, o dönem Belgrad ve Slobodan Milosevic’in milliyetçi rejimi tarafından destekleniyor ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudman’ın bağımsızlık yönündeki girişimlerine giderek daha fazla karşı çıkıyordu.
1991 nüfus sayımına göre ülke nüfusunun yüzde 12,2’sini oluşturan Sırplar, kısa sürede ülkenin doğusunda Sırp Krayina Cumhuriyeti adını verdikleri ayrılıkçı devleti ilan ettiler.
Nisan 1991 itibarıyla bu silahlı isyan, bir iç savaşa dönüştü. Bir tarafta yeni kurulan Hırvat ordusu, diğer tarafta isyancı Sırplar, paramiliter gruplar ve Yugoslav Halk Ordusu yer alıyordu.
Vukovar gibi şehirlerin harabeye döndüğü ilk çatışmaların ardından, BM barış güçlerinin gözetiminde bir ateşkes sağlandı.
Ancak 1995’te Hırvat ordusunun Fırtına Operasyonu ile savaş sona erdi. Bu operasyon, Sırp kuvvetlerinin ve Sırp sivillerin büyük bölümünün ülke topraklarından çıkarılmasıyla son buldu.
Yeni yasa, Sırp Krayina Cumhuriyeti’ni yücelten, ya da Hırvatistan’ı “Sırp toprağı” olarak tanımlayan her tür anıtın veya yazıtın kaldırılmasını hedefliyor.
Yasaya göre, herhangi bir vatandaş bir mezar taşı veya anıtı şikayet edebilir. Uygunsuz bulunan yazıtlar için mezar sahipleri veya ölenin yakınları, değişiklik yapmada 30 gün süreye sahip olacak. Aksi halde, bin ila 5 bin euro arasında para cezası uygulanacak.
Yasaya aykırılık olup olmadığına, bir tarihçi, sanat tarihçisi ve bir hukukçunun da içinde yer aldığı beş kişilik yerel komisyonlar karar verecek.
Nisan ayında açıklama yapan Bakan Branko Bačić, değişikliğin sebebini şöyle özetledi: “Savaş günlerinde işgal edilen bölgelerde, Hırvatistan’ın anayasal ve yasal düzenine aykırı isimlerin yer aldığı anıt ve mezar levhaları bırakılmıştı. Bu kaldırılması gereken bir şeydi.”
Öte yandan Sırp azınlık temsilcileri, bu düzenlemeye sert tepki gösterirken, bu yolla toplumsal bir meselenin siyasallaştırıldığını savundu.
SDSS partisinden milletvekili Milorad Pupovac, yasanın Hırvatistan’da “Sırp milliyetçiliğine ait mezar taşlarının her yerde olduğu” izlenimini yarattığını ve bunun gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Pupovac, “Bazı mezarlıklarda ve anıtlarda, Nazilerle işbirliği yapmış Ustaşa ideolojisine ait semboller de yer alıyor ve bu da insanların dini ve ulusal duygularını incitiyor. Ancak yasa bu sembolleri kapsamıyor,” dedi.
Bu konu, son yıllarda Hırvatistan makamlarının çözmeye çalıştığı hassas bir meseleydi.
Ağustos 2024’te, Adriyatik kıyısındaki Zadar kentinde bir hâkim, Sırp Krayina Cumhuriyeti’ne ve Sırpların savaşa katılımına atıfta bulunan şarkılar söyledikleri gerekçesiyle bir halk müziği grubunun iki üyesine para cezası kesmişti.
Kararın gerekçesinde şu ifadeler yer verildi: “Bu içerikteki şarkılar, özellikle savaş günlerinden geçmiş vatandaşlar arasında huzursuzluk yaratmakta ve Hırvat ve Sırp kökenli vatandaşlar arasındaki beraberliği zedelemektedir.”
Bugün Hırvatistan’daki Sırp azınlığın oranı, 2021 nüfus sayımına göre yüzde 3,2’ye düşmüş durumda. Fırtına Operasyonu sonrası birçok Sırp vatandaşı ülkeye geri dönmedi.