Kanser hücrelerini yok eden nanoteknoloji!

Uzmanlar, nanorobotların klinik uygulamalara geçişi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Sağlık Yayın: 28 Haziran 2025 - Cumartesi - Güncelleme: 28.06.2025 14:56:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
168 okunma
Google News

Prof. Dr. Nie, “Toksisite ve uzun vadeli etkiler konusunda daha fazla veri toplanmalı” derken, Prof. Dr. Gao, teknolojinin maliyet etkinliğini artırmak için çalışmaların devam ettiğini belirtti. Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını etkileyen en karmaşık ve ölümcül hastalıklardan biri olmaya devam ediyor.

Geleneksel kemoterapi yöntemleri, sağlıklı hücrelere zarar vererek ciddi yan etkilere yol açarken, hedefsiz ilaç dağıtımı tedavi süreçlerini zorlaştırıyor. Ancak nanoteknolojinin son harikası nanorobotlar, minimal invaziv operasyonlar ve biyomedikal terapilerle kanser tedavisinde umut vadetti.

Arizona Devlet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hao Yan ve Çin Ulusal Nanobilim ve Teknoloji Merkezi’nden (NCNT) Prof. Dr. Guangjun Nie gibi alanında öncü bilim insanlarının liderliğinde geliştirilen bu teknoloji, kanser hücrelerini hassas bir şekilde hedef alarak tedavi verimliliğini artırdı.

NANOROBOTLAR: MİKROSKOBİK TEDAVİ MAKİNELERİ

Nanorobotlar, 1-1000 nanometre boyutlarında tasarlanan biyolojik moleküller ya da organizmalar kullanılarak geliştirilen mikroskobik cihazlar. Bu küçük ama güçlü araçlar, kanser hücrelerini tespit edip yalnızca hedefe yönelik ilaç teslimi gerçekleştirerek sağlıklı dokulara zarar verme riskini en aza indirdi.

Prof. Dr. Hao Yan liderliğinde Nature Biotechnology dergisinde yayımlanan bir çalışma, DNA bazlı nanorobotların meme, akciğer, yumurtalık ve melanom kanseri modellerinde tümörlerin kan akışını keserek büyümesini engellediğini ortaya koydu. Yan, “Bu teknoloji, katı tümörleri besleyen damarların yapısını hedef alarak kanser hücrelerini aç bırakıyor ve metastazı önlüyor” dedi.

Çin’deki NCNT ve Arizona Devlet Üniversitesi’nin ortak çalışması, kan pıhtılaştırıcı ilaçlar taşıyan DNA tabanlı nanorobotların tümör bölgelerine spesifik olarak bağlanmasını sağladı. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, bu nanorobotlar tümör boyutlarını küçülterek kanser tedavisinde çığır açtı.

Prof. Dr. Guangjun Nie, “Nanorobotlar, gelecek nesil nanoilaçlar olarak tasarlanabilir. Bu sistem, kanser hücrelerini hedef alırken sağlıklı dokulara zarar vermiyor ve yan etkileri azaltıyor” diyerek teknolojinin potansiyeline vurgu yaptı.

MİNİMAL İNVAZİV OPERASYONLARLA HASSAS MÜDAHALELER

Nanorobotlar, minimal invaziv operasyonların önünü açarak cerrahi müdahalelerde devrim oluşturdu.

Geleneksel cerrahi yöntemler genellikle geniş kesiler ve uzun iyileşme süreçleri gerektirirken, nanorobotlar kan dolaşımına enjekte edilerek hedef bölgeye doğrudan ulaştı.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) Prof. Dr. Wei Gao’nun liderliğinde geliştirilen biyolojik olarak çözünür akustik mikro robotlar (BAM), ultrason ve manyetik yönlendirme ile tümörlere ilaç taşıyabiliyor.

Bir çalışmada, BAM’lerin mesane kanseri tümörlerine ilaç teslim ederek tümör boyutlarını anlamlı ölçüde azalttığı gözlemlendi. Gao, “Bu robotlar, biyolojik sıvılarda hareket edebiliyor ve tedavi sonrası vücutta kalıntı bırakmadan çözünüyor” diyerek teknolojinin güvenilirliğini vurguladı.

MIT ve Tokyo Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar ise “Origami Robot” adını verdikleri nanorobotlarla mide yaralarını onarmayı ve yutulmuş cisimleri çıkarmayı başardı. Bu robotlar, ağız yoluyla alındıktan sonra midede açılarak hassas müdahaleler gerçekleştiriyor.

Prof. Dr. Daniela Rus (MIT), “Nanorobotlar, minimal invaziv cerrahide yeni standartlar oluşturabilir” dedi.

BİYOMEDİKAL TERAPİLERDE YENİ UFUKLAR

Nanorobotlar, biyomedikal terapilerin geleceğini şekillendirdi. İsveç Karolinska Enstitüsü’nden Prof. Dr. Björn Högberg’in DNA origami tekniğiyle geliştirdiği nanorobotlar, asidik tümör ortamında aktif hale gelerek yalnızca kanser hücrelerini hedef aldı.

Högberg, “DNA kılıfları içindeki nanorobotlar, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanser hücrelerini yok edebiliyor” dedi.

Fareler üzerinde yapılan testlerde, bu nanorobotların meme kanseri tümörlerinin büyümesini yavaşlattığı gözlemlendi.

Ayrıca, Kanada Montreal Politeknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sylvain Martel’in bakterilerle entegre nanorobotları, ilaçları kanserli dokulara adrese teslim taşıyor. Martel’in yöntemi, bakterilerin doğal yüzme yeteneklerini mikroskobik boncuklarla birleştirerek kanser hücrelerine hassas ilaç teslimi sağlayarak, “Bu teknoloji, ameliyatsız ve kansız bir tedavi yöntemi sunuyor” diyen Martel, bağışıklık sisteminin nanorobotları hedef almadan önce görevlerini tamamlayabildiğini belirtti.

KANSER HÜCRELERİNİ TANIYAN AKILLI SİSTEMLER

Nanorobotlar, şu anda 12 farklı kanser hücresini tanıyacak şekilde tasarlanmış durumda. DNA kapsüllerine entegre edilen özel protein tanıma sistemleri, kanser hücrelerinin yüzeyindeki benzersiz işaretçileri tespit ederek ilacı yalnızca hedef bölgeye ulaştırıyor.

İleri evre lösemi hastalarında klinik deneylere başlanan bu teknoloji, genetik olarak modifiye edilmiş bakterilerle desteklendi.

Nature dergisinde yayımlanan bir çalışmada, bakterilerin yüzeyine kanser proteinlerini tanıyan reseptörler eklenerek ilaç teslimi ve görüntüleme sistemleri bir arada kullanıldı.

UZMAN GÖRÜŞLERİ: NANOROBOTLARIN GELECEĞİ

Nanoteknolojinin öncülerinden Robert Freitas, nanorobotların yalnızca kanser tedavisinde değil, vücut kapasitesini artırmada da kullanılabileceğini savundu.

Freitas’in tasarladığı “Respirocyte” adlı nanorobot, kan hücrelerinden 200 kat daha fazla oksijen taşıyarak su altında saatlerce nefessiz kalmayı mümkün kılabilir. “Nanorobotlar, tıbbın sınırlarını zorluyor” diyen Freitas, teknolojinin geniş uygulama alanlarına dikkat çekti.

KANSERLE MÜCADELEDE YENİ BİR ÇAĞ

Nanorobotlar, minimal invaziv operasyonlar ve biyomedikal terapilerle kanser tedavisinde yeni bir çağ başlatıyor. Kemoterapinin yan etkilerini azaltan, hedefe yönelik ilaç teslimi sağlayan ve 12 farklı kanser hücresini tanıyabilen bu teknoloji, hastaların yaşam kalitesini artırıyor.

Prof. Dr. Yan, “Nanorobotlar, kanser araştırmalarının nihai hedefini gerçekleştirebilir: tümörlerin ve metastazların tamamen yok edilmesi” dedi.

Bilim dünyası, bu mikroskobik devlerin klinik uygulamalara geçişini hız Gianno, kanserle mücadelede umut ışığı olmaya devam ediyor.

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.