Altının parıltısı, kodun gücü: Nida Dalip, gelenekseli geleceğe taşıyor

İlkokul eğitimini Tefeyyüz İlköğretim Okulu'nda tamamlayan Nida, lise yıllarını “Josip Broz-Tito” Lisesi'nde geçirdi. Şu an “Aziz Kiril ve Metodiy” Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde öğrenimini sürdürüyor.

Okuldan arta kalan zamanlarda ise babasının Üsküp Eski Türk Çarşısı'ndaki kuyumcu dükkanında çalışarak altının ve zanaatın büyülü dünyasına adım atıyor.

Onun hikayesi, bir gazetecinin haberlerle değil, her fincan kahveyle yeni bir öykü yazdığının ve bu öykünün Üsküp'ün tarihi çarşısında filizlendiğinin canlı bir kanıtı.

Teknoloji çağında geleneksel bir meslek: Kuyumculuk tutkusu

Nida Dalip için kuyumculuğu icra etmek, özellikle günümüz teknoloji çağında genç bir kadın öğrenci olarak geleneksel el sanatlarına sahip çıkmak ve bu zanaatı modern dünyaya adapte etmek anlamına geliyor.

Uzun yıllardır hem öğrencilik hayatını sürdürürken hem de aktif olarak kuyumculuk yaparak zaman yönetimi, sabır, detaycılık ve sorumluluk gibi önemli beceriler kazandığını belirtiyor.

Mesleğe olan sevgisinin ve heyecanının temelinde babası ve amcası yatıyor.

"Çok küçük yaştan beri babam ve amcamın beni yanlarına alarak bu mesleğe karşı içime sevgi ve heyecan aşıladılar" diyen Nida, onların işlerini severek ve zevkle yapmasının kendisini daha da heyecanlandırdığını ve içinde çalışma zevki uyandırdığını ifade ediyor.

İnsanlarla doğrudan iletişimin olduğu bir meslek olması da onu motive eden önemli bir faktör. "Her gün yeni insan tanımak ve onlarla sohbet etmek benim için her geçen gün daha da heyecanlandırıcı oluyor" diye ekliyor.

Çarşıda nadir bir örnek: Kadın kuyumcuların yükselişi

Nida Dalip, Üsküp Türk Çarşısı'nda altıncı zanaatı icra eden nadir kadınlardan biri.

"Dediğim gibi ben çok küçük yaşlardan çalışmaya başladım. Lise 1 döneminden 15-16 yaşları civarında" diyen Nida, o dönemde kadın çalışan sayısının yok denecek kadar az olduğunu hatırlatıyor. Ancak zamanla kadın çalışan sayısının arttığını gözlemliyor. Günümüzde kuyumculukta kadın çalışanların varlığını büyük bir avantaj olarak gördüğünü belirtiyor ve müşterilerden de bu yönde olumlu geri dönüşler aldığını ekliyor.

Gelenekseli moderne taşıma vizyonu

Nida, zanaatının modern dünyada hala geçerli ve ilgi çekici kalması için neler yapılması gerektiğini de derinlemesine düşünüyor.

"Kuyumculuk, köklü bir geçmişe sahip olsa da modern dünyada ayakta kalabilmesi için hem teknolojik gelişmelere ayak uydurmalı hem de çağın estetik anlayışına hitap edebilmelidir" diyor.

Geleneksel el işçiliği ve tasarım bilgisinin, 3D modelleme yazılımları ve dijital tasarım araçlarıyla desteklenerek yeni nesil takılara dönüştürülebileceğini belirtiyor.

Ayrıca sosyal medya, e-ticaret ve dijital pazarlama gibi araçlarla daha geniş kitlelere ulaşmanın mümkün olduğunu vurguluyor. İnsanların ilgisini çekebilmek için kişiselleştirilebilir takılar, sürdürülebilir üretim teknikleri ve yenilikçi malzemeler kullanmanın da önemli olduğunu dile getiriyor. Bu şekilde zanaatın hem kültürel mirasını koruyacağını hem de modern tüketicilerin beklentilerine cevap vereceğini düşünüyor.

Bilgisayar mühendisliği bilgisiyle zanaata katkı

Bilgisayar Bilimleri ve Bilgisayar Mühendisliği alanındaki eğitimini geleneksel zanaatıyla birleştirme hedefi Nida’nın vizyonunu genişletiyor.

"Evet, teknolojinin günden güne ilerlemesi aslında her alan için faydalı olduğu gibi kuyumculukta da faydalı olacaktır" diyen Nida, ister yeni tasarımlarda ister analizlerde hem kendilerine hem de bu alanda çalışan insanlara faydalı programların yapılmasını hedeflediğini belirtiyor.

Gençlere zanaat öğrenme tavsiyesi

Üsküp'teki diğer gençlere geleneksel zanaatları öğrenmelerini kesinlikle tavsiye eden Nida, bunun büyük bir şans olduğunu düşünüyor.

"Her ne olursa olsun insan elinde zanaatı olduğu sürece bir şeyler yapabilir ve bunu geliştirebilir" diyerek zanaat sahibi olmanın önemini vurguluyor.

Gelecek hedefleri: Akademik ve profesyonel büyüme

Nida'nın gelecekteki hedefleri hem kişisel hem de profesyonel anlamda oldukça net. İlk olarak üniversitesini başarılı bir şekilde bitirmek istiyor. Daha sonra kendi bölümünde işe girmek ve çalışmak arzusunda. Ancak kuyumcu dükkanlarının da kendisi için ayrı bir yeri olduğunu belirten Nida, oranın da daha başarılı bir yere gelmesi için çalışmalar yapmak istediğini dile getiriyor.

Altın: sadece bir maden değil, bir sanat eseri

"Kuyumculukla uğraşan biri olarak sizin için altın ne demek? Altına baktığınızda ne görüyorsunuz?" sorusuna Nida’nın cevabı oldukça anlamlı:

"Benim için altın sadece değerli bir maden değil; emeğin, sabrın ve ustalığın sembolüdür".

 Altına baktığında yalnızca parlak bir metal değil, geçmişten günümüze taşınan bir kültürü, bir zanaatı ve insanların hayatlarına dokunan hikâyeleri gördüğünü belirtiyor.

"Her parça altın, ustasının elinden şekillenmiş, bir anlam kazanmıştır. Bir yüzük bir aşkı, bir bilezik bir hatırayı temsil eder. Bu yüzden altına baktığımda hem maddi hem manevi değeri olan bir sanat eserine bakarım" diyerek altına olan derin bakış açısını ortaya koyuyor.

Nida Dalip'in hikayesi, geleneksel zanaatların modern teknolojiyle buluştuğu, genç bir kadının tutku ve kararlılıkla nasıl başarılı bir kariyere imza atabileceğinin ilham verici bir örneği. Üsküp'ün tarihi Türk Çarşısı'nda kadın bir kuyumcu olarak öncü rol üstlenen Nida, sadece değerli metallere değil, aynı zamanda kültürel mirasa ve geleceğin potansiyeline de şekil veriyor. Bilgisayar mühendisliği eğitimini, ailesinden devraldığı kuyumculuk zanaatıyla birleştirme vizyonu, onun bu alanda nasıl bir dönüşüm yaratacağının sinyallerini veriyor.

Her bir parçada emeği, sabrı ve ustalığı gören Nida Dalip, altının sadece bir maden değil, aynı zamanda insan hikayelerinin ve sanatın bir sembolü olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. 

Hüsamettin GİNA