İç dünyanın renkleriyle konuşan bir sanatçı: Ebru Selman

Sanatın dili bazen kelimelerden daha derindir. Kuzey Makedonya’nın büyüleyici şehri Ohri’den İstanbul’un çok katmanlı dokusuna uzanan bir sanat yolculuğu…

Kültür Yayın: 02 Haziran 2025 - Pazartesi - Güncelleme: 02.06.2025 19:07:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
557 okunma
Google News

Ebru Selman ile hem kişisel hikâyesini hem de sanat üretimlerini konuştuk. Sanatı bir yaşam biçimi, bir içsel yolculuk olarak gören Selman, eserlerinde renklerin, figürlerin ve mekânın diliyle izleyiciye dokunmayı başarıyor.

Ebru Selman kimdir, sanatla ilk tanışmanız nasıl oldu? Sizi sanat yapmaya iten temel motivasyon neydi?

Ben Ohri doğumluyum; tarihiyle, taş sokakları ve muhteşem gölüyle hafızamda her zaman özel bir yeri olan bir şehir… Kuzey Makedonya’da üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra yüksek lisans için İstanbul’a taşındım. Şu an artık evim gibi hissettiğim İstanbul’da yaşıyor ve sanat üretimlerimi burada sürdürüyorum.

Sanatla tanışmam çocukluk yıllarıma dayanıyor. Belki de her şey dedemle başladı diyebilirim. O çok güzel çizerdi; her çizgisinde bir dinginlik, bir ifade vardı. Ailem beni sanatın içinde büyüttü. Renklerle, çizgilerle ve hayal gücüyle iç içe bir ortamda büyümek, sanatla aramdaki bağı doğal bir akışla kurdu. Zamanla sanat, sadece bir ifade biçimi değil, bir yaşam şekline dönüştü. Kelimelerin yetmediği yerlerde çizgiler, renkler ve figürler konuşmaya başladı. Sanat benim için içsel bir yolculuk; hem kendimi hem de dünyayı anlamaya çalıştığım sessiz ama derin bir alan.

ArtContact İstanbul’da 42 farklı ülkeden sanatçı yer aldı. Siz de Makedonya’dan katıldınız. Bu uluslararası platformda yer almak sizin için nasıl bir deneyimdi?

ArtContact İstanbul gibi uluslararası bir platformda yer almak benim için çok kıymetliydi. Her ne kadar doğum yerim Makedonya olsa da, uzun süredir İstanbul’da yaşıyor ve üretimlerimi burada sürdürüyorum. Bu nedenle hem yaşadığım şehirde hem de uluslararası düzeyde sanatçıların buluştuğu bir ortamda yer almak anlamlı bir buluşma oldu. Farklı ülkelerden gelen sanatçılarla karşılaşmak, yeni kültürel bakış açılarıyla tanışmak bana ilham verdi. Sanatın evrensel gücünü bu tür platformlarda daha derinden hissediyoruz.

Sergide yer alan eserleriniz hangileriydi? Bu eserlerin ilham kaynağı ve anlamı nedir?

ArtContact İstanbul’da üç farklı seriden toplam altı eserim yer aldı. İki eserim, “İstanblue” serisine aitti. İstanbul gibi çok katmanlı bir şehre farklı bir gözle yaklaşmak istedim. Dairesel formlarda çalıştığım bu işlerde, şehre kuşbakışı ama duygusal bir perspektifle bakıyorum. Renkler, ritim ve yerleşim üzerinden İstanbul’un iç dinamiklerini, zamanla kurduğum kişisel bağla birlikte yeniden düşündüm.

Bir diğer serim “Sisters’tan” eserlerdi. Bu seri benim için bir yüzün değil, bir duruşun hikâyesi. Figürlerde yüz ifadesi yok; çünkü anlatmak istediğim şey bedenin taşıdığı hafızada gizli. Uzun boyunlar, dimdik duruşlar, yere süzülen kumaşlar… Kadının içsel gücünü, sessiz ama derin varoluşunu simgeliyorlar. Sarı kuşlar ise özgürlüğün ve içsel dönüşümün sembolü. Renkler de anlam taşıyor: kırmızı tutku ve yaşamı, beyaz arınmayı, mavi sükûneti ifade ediyor.

Ayrıca, Kosova’nın Prizren şehrinde açtığım "Göç Zamanı" başlıklı kişisel sergimden üç eser de fuarda yer aldı. Bu seri; zaman, mekân ve geçiş hâlleri üzerine kurulu. Hafıza, yer değiştirme, kırılma ve yeniden kurma temalarıyla ilerliyor.

Sanatın kalbinin attığı şehirlerden biri olan İstanbul’da eserlerinizi sergilemek sizin için ne ifade ediyor?

İstanbul benim için sadece yaşadığım bir şehir değil; aynı zamanda üretimimin beslendiği, dönüşüm geçirdiği ve derinleştiği bir alan. Bu şehirde üretmek; sadece teknik bir süreç değil, aynı zamanda duyusal ve düşünsel bir yoğunlaşma hâli. Eserlerimi burada sergilemek, İstanbul’la kurduğum güçlü bağın görünür hâle gelmesi anlamına geliyor. İzleyiciyle kurulan bağ daha içten, daha derin oluyor.

Fuar boyunca farklı ülkelerden ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden sanatçılarla bir araya geldiniz. Bu karşılaşmalar size nasıl ilham verdi? Ortaya çıkan sohbetlerde öne çıkan konular nelerdi?

Fuarın en değerli yanlarından biri, farklı coğrafyalardan gelen sanatçılarla bir araya gelme fırsatı sunmasıydı. Her biri kendi deneyiminden, kültüründen ve sanatsal yolculuğundan besleniyordu. Ortaya çıkan sohbetlerde sadece teknik değil; sanatçının yalnızlığı, kararlılığı, iç dünyası üzerine de çok samimi paylaşımlar oldu. Sanatın evrensel bir dil olduğunu, göz göze geldiğinizde bile anlayabiliyorsunuz. Bu karşılaşmalar bana yalnız olmadığımı hissettirdi; üretmenin ortak bir hafızaya ait olduğunu yeniden hatırlattı.

Bugüne kadar birçok yerli ve yabancı resim sempozyumuna katıldınız; beş kişisel sergi açtınız. Peki, önümüzdeki dönemde yeni sergi ya da projeler var mı?

Evet, şu sıralar yeni bir seri üzerinde yoğun şekilde çalışıyorum. Bu serinin birkaç ay içinde tamamlanmasını ve yeni bir sergiyle izleyiciyle buluşmasını planlıyorum. Bu kez daha farklı bir anlatım diliyle, önceki işlerimden ayrışan bir üretim süreci içerisindeyim. Ayrıca yüksek lisansımı tamamlamamın ardından doktora sürecine başlamak üzere hazırlık yapıyorum. Hem akademik hem sanatsal anlamda kendimi daha da derinleştirmek istiyorum.

Son olarak, sanat sizin için ne ifade ediyor?

Sanat benim için sessiz ama derin bir dil… Anlatacaklarım olduğu sürece üretmeye, paylaşmaya ve dönüşmeye devam edeceğim.

Sanatın sınır tanımayan evreninde kendi içsel dilini yaratan Ebru Selman, eserlerinde sadece bir görsel dünya sunmakla kalmıyor; aynı zamanda izleyiciyi düşünsel bir yolculuğa davet ediyor. Gerek kişisel geçmişi gerek yaşadığı coğrafyanın etkisiyle şekillenen çalışmaları; hafıza, kadınlık, mekân ve dönüşüm kavramlarını güçlü bir görsel dil aracılığıyla ortaya koyuyor.

İstanbul’dan Ohri’ye, Prizren’den evrensel sanat platformlarına uzanan bu yolculuk, sanatın hem bireysel hem de kolektif hafızaya nasıl dokunduğunu bir kez daha gösteriyor. Sanat üretmeye tutkuyla bağlı bir isim olarak Ebru Selman’ın önümüzdeki dönemdeki projelerini heyecanla bekliyoruz.

Hüsamettin GİNA

 

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.