Bu ülkede enflasyon değil, deflasyon var: Fiyatlar düşüşe geçti
ABD ve Birleşik Krallık gibi gelişmiş ekonomiler, hala enflasyonu %2 seviyesine indirmeye çalışırken, İsviçre Merkez Bankası tam tersine fiyatların fazla düşmesini engellemek için politika üretmek zorunda kalıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikaları küresel piyasaları sarsarken, yatırımcılar güvenli limanlara yönelmeye devam ediyor. Bu ortamda İsviçre frangı, jeopolitik ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman olarak görülmesinin avantajını yaşıyor.
Yıl başından bu yana Amerikan doları karşısında yaklaşık %10 değer kazanan İsviçre frangı, yatırımcıların artan talebiyle güçlenirken, bu durum İsviçre ekonomisi için bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. SEEbiz'in haberine göre, frangın son olarak dolar karşısında %0,2 oranında değer kazandığı ve 1 Amerikan dolarının yaklaşık 0,82 İsviçre frangı seviyesine gerilediği belirtildi.
ABD’de özel sektör istihdamının son iki yılın en düşük seviyesine gerilemesiyle birlikte, frangın değerindeki artış daha da hız kazandı. Ancak bu güçlü para birimi, İsviçre’de deflasyonist baskıları artırıyor. Frangın değer kazanması, ithalatı daha ucuz hale getirerek tüketici fiyatlarının düşmesine neden oluyor.
Bu durum bazı ülkelerde enflasyonla mücadele açısından olumlu karşılanabilecek olsa da, İsviçre için ters bir sorun ortaya çıkarıyor: aşırı düşük fiyatlar. Mayıs ayında ülke genelinde enflasyon negatife döndü. Tüketici fiyat endeksi yıllık bazda %0,1 oranında geriledi, özellikle ithal ürün fiyatları yıllık bazda %2,4 oranında düşüş gösterdi.
ABD ve Birleşik Krallık gibi gelişmiş ekonomiler, hala enflasyonu %2 seviyesine indirmeye çalışırken, İsviçre Merkez Bankası tam tersine fiyatların fazla düşmesini engellemek için politika üretmek zorunda kalıyor. İsviçre frangının artan değeri, bu mücadeleyi daha da zorlaştırıyor.
Güçlü para biriminin getirdiği avantajlar kadar, ülke ekonomisi üzerindeki baskıların da arttığı bir döneme girildiği gözleniyor.