Kablosuz beyin implantı felçli hastalara umut oldu
Michigan Üniversitesi'nde geliştirilen ve Paradromics şirketinin ürettiği Connexus adlı cihaz, bir epilepsi hastasına geçici olarak takıldı.

Beyin-bilgisayar arayüzü (BBA) teknolojisinin geleceği umut veriyor. Bilim insanları, felç geçirmiş kişilerin yeniden bağımsız iletişim kurmasına yardımcı olabilecek yeni bir kablosuz beyin-bilgisayar arayüzü cihazından ilk insan kaydının alındığını bildirdi.
Michigan Üniversitesi'ndeki (MÜ) araştırmacılar, bu önemli başarıyı 14 Mayıs'ta, Paradromics şirketi tarafından geliştirilen Connexus BBA cihazını kullanarak gerçekleştirdi. Cihaz, epilepsi (sara) hastası bir bireyin beynine geçici olarak yerleştirildi. Paradromics şirketi, bu yılın sonlarında cihazın klinik denemelerini yapmayı planlıyor.
ÇIĞIR AÇAN İŞBİRLİĞİ VE YENİLİKÇİ CİHAZ
MÜ araştırma ekibi, beyin cerrahı Matthew Willsey liderliğinde, epilepsinin beyin sinyallerini nasıl etkilediğini daha iyi anlamaya yönelik bir proje üzerinde çalışıyor. Bu kapsamda, aralarında Elon Musk’ın Neuralink şirketinin de bulunduğu yeni nesil BBA teknolojisine öncülük etme yarışındaki birçok şirketten biri olan Paradromics ile işbirliği yaparak, deneysel Connexus cihazını kullandılar.
Doktor Willsey'e göre, bu cihaz mevcut beyin-bilgisayar arayüzü sistemlerine göre birçok avantaja sahip. Örneğin, cihaz oldukça küçük olmasına rağmen (bir bozuk paradan daha büyük değil) sensör görevi gören 400'den fazla mikroelektrot içeriyor. Bu da araştırmacıların beyinden bol miktarda bilgi toplamasını sağlıyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, ekip daha önce sadece yaklaşık 100 sensörle donatılmış BBA cihazlarıyla çalışmıştı.
Connexus, topladığı bu bilgiyi göğse yerleştirilen bir alıcı-vericiye göndermek üzere tasarlandı. Ancak mevcut çoğu beyin-bilgisayar arayüzü implantının aksine, kullanıcıların uyumlu bilgisayar cihazlarını herhangi bir fiziksel bağlantı olmadan kullanmalarına da olanak tanıyacak. Bu aynı zamanda cihazın tamamen vücuda yerleştirilebilir olması ve ideal olarak kullanıcılarına daha fazla özgürlük sunması anlamına geliyor.
Doktor Willsey, Gizmodo'ya yaptığı açıklamada, "Sistemin kendisinin, günümüz beyin-bilgisayar arayüzlerinin işlevselliğini bir gün genişletebilecek yüksek kapasiteli bir kayıt sistemi olma potansiyeline sahip olmasından heyecan duyuyorum," dedi. "Ayrıca, vücuda yerleştirilen sistem, vücut dışındaki sistemle kablosuz olarak iletişim kuruyor, böylece deriden geçen hiçbir kablo bulunmuyor."
DENEY SÜRECİ VE UMUT VERİCİ SONUÇLAR
Ekip, Connexus cihazını, kronik nöbetlere neden olan beyin kısımlarının çıkarıldığı bir ameliyat olan temporal lobektomi geçirecek bir gönüllüye yerleştirdi. Cihaz, hastanın beyin sinyallerini kaydettikten sonra 20 dakikadan daha kısa bir sürede güvenli bir şekilde ve tamamen sağlam olarak çıkarıldı. Araştırmacılar bu verileri hala analiz ediyor olsalar da, cihazın geleceği konusunda oldukça iyimserler.
Doktor Willsey, "Bu, cihazın ileride yüksek performanslı bir beyin-bilgisayar arayüzü olarak kullanılmasına ve ayrıca daha sonraki aşamalarda klinik deneylerin yapılmasına yol açabilir," diye ekledi.
GELECEK PLANLARI VE GENİŞ KULLANIM ALANI POTANSİYELİ
Paradromics şirketi Mart ayında yaptığı duyuruda, düzenleyici kurumlardan onay alınması koşuluyla bu denemelerin ilkinin 2025'in sonlarında yapılması beklendiğini belirtti. Şirket, başlangıçta Connexus'un amyotrofik lateral skleroz (ALS), felç veya ciddi omurilik yaralanmaları nedeniyle konuşma bozukluğu olan kişilerde dijital cihazlar aracılığıyla iletişimi yeniden sağlayıp sağlayamayacağını test etmeyi planlıyor. Cihazın ayrıca ruh sağlığı veya kronik ağrı gibi alanlarda da uygulamaları olabileceğini umuyorlar.
MÜ ekibi, mevcut teknolojinin sınırlamalarının ötesine geçmeyi hedefleyen diğer beyin-bilgisayar arayüzü cihazları üzerinde de çalışıyor. Örneğin, Ocak ayında yayınladıkları bir araştırmada, yüksek performanslı BBA cihazlarının felçli bir adamın sanal bir insansız hava aracını (drone) sadece düşünceleriyle ve diğer müdahalesiz sistemlerden çok daha yüksek bir hassasiyetle uçurmasına nasıl olanak tanıdığını göstermişlerdi. Bu cihazların, hala deneysel aşamada olsalar da, bir gün birçok insana yeni bir yaşam umudu sunması bekleniyor.