Kadınların Gücü: Emine Ademi’nin Kızılhaç’taki izleri

"Kırmızılı Kadınlar" sloganıyla yapılan bu özel etkinlikte, özellikle insani yardım alanındaki emekleriyle ön plana çıkan kadınlar takdir edildi. Etkinlikte, emekli Kızılhaç sekreterlerinden biri olan ve yıllarca fedakârca hizmet veren Emine Ademi de ödüllendirilen isimler arasında yer aldı. Bu özel gün vesilesiyle, Emine Hanım’la bir araya gelerek hem kendi deneyimlerini hem de Kızılhaç’ta yaptığı çalışmalarını konuştuk.

90 yaşındaki Emine Ademi, yılların birikimiyle sadece Kızılhaç’ta değil, eğitim, medya, siyaset ve dernek faaliyetlerinde de önemli katkılarda bulunmuş bir isim. Evinde bizleri nazik bir şekilde ağırlayan Emine Hanım, samimi ve içten yanıtlarıyla, bizlere hem geçmişi hem de geleceğe dair önemli dersler sundu.

"Ödül Hoşuma Gitti"

Makedonya Cumhuriyeti Kızılhaçı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadınların toplumdaki gücünü kutlamak amacıyla düzenlediği etkinlikte, yıllar süren fedakâr hizmetleriyle dikkat çeken Emine Ademi’ye ödül verdi. Kızılhaç'ta 30 yıl boyunca görev alan Ademi, ödülünü “Hayatım boyunca bu kuruma hizmet ettim ve hep bir görev aldım. Şimdi emekliyim, ama yine de Kızılhaç’la bağım devam ediyor. Bu ödül, uzun bir mücadele sonunda kazandığım bir takdir. Ödül hoşuma gitti” diyerek değerlendirdi.

Ademi, Kızılhaç’a öğretmen olarak katıldığını ve yıllarca Türk kadınlarına eğitim verdiğini anlatırken, bu ödülün kendisi için çok değerli olduğunu belirtti. 80 yıllık geçmişi olan Kızılhaç'ın, çok sayıda insanı barındırıp, onlara hizmet verdiğini ifade eden Ademi, ödülü takdim edilen az sayıda kişi arasında olmanın gururunu yaşadığını söyledi.

Kızılhaç’ta yıllarca süren yardımseverlik

Emine Ademi, kariyerine Makedonya'nın Gostivar Kızılhaçı’nda başlayarak, Ohri’deki ilk öğretmenlik görevini üstlendikten sonra Üsküp’teki sağlık çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede hizmet etti. Özellikle, Kızılhaç’taki ilk yıllarında karşılaştığı hastalarla olan anılarını paylaşan Ademi, bir kadının kara çibanı (şark çıbanı) hastalığına yakalanmasını hatırladı. Doktorun hastaya bu durumu keseceğini söylediğini, ancak kadının buna karşı çıktığını belirten Ademi, "Aldım çantamı, gittim eczaneye. Gerekli ilaçları aldım ve yedi-sekiz gün boyunca tedavi ettim," diyerek bu zor durumda nasıl yardımcı olduğunu anlattı.

Ademi, Kızılhaç’a olan bağlılığını vurgularken, "O yıllar çok kıymetliydi, insanlara yardım etmek en önemli şeydi," diyerek toplumda bıraktığı izlerin gururunu taşıdığını belirtti. 80 yıllık Kızılhaç tarihinin bir parçası olmanın ona verdiği güçle, insani yardımlara olan katkılarının sadece Kızılhaç’la sınırlı kalmadığını ifade etti.

Yoğun ama anlamlı çalışma temposu

Emine Hanım, Kızılhaç’taki görevlerinden bahsederken, "10 yıl sonra eşim Makedonya Sendikasında başkan yardımcısı oldu ve biz Üsküp’e taşındık. Daha önce de Üsküp Kızılhaçı ile işbirliğimiz vardı. Bir süre sonra Makedonya Cumhuriyet Sekreteri olarak göreve başladım. Aynı zamanda Belediye Sekreteri oldum. Bu görevle, Yugoslavya Kızılhaçı’nda da önemli bir konumda yer aldım ve Yugoslavya'nın dağılmasına kadar bu görevimi sürdürdüm," dedi.

Kızılhaç’taki yoğun çalışma temposunu ise şöyle anlattı: "Doktorlar mesailerini bitirdikten sonra Kızılhaç’a gelir, ben de radyodaki işimi bitirip, arkadaşlarımla neler yapmamız gerektiğini tartışırdık. Ardından eve giderdik."

İnsanlık için öncü adımlar, eğitim her şeyden önce

Emine Hanım, o dönemde Kızılhaç’ın en çok önem verdiği alanları şu şekilde anlattı: "Eğitim her şeyden daha önemliydi. Şoför ehliyeti almak için Kızılhaç kursu tamamlanmalıydı. Fakir insanlara yardım ediyorduk. Aramızda bir söz vardı: ‘Yaşayacaksın hiç savaş olmayacak gibi, hazırlanacaksın yarın savaş olacak gibi.’ Yemek stokları, sağlık malzemeleri ve planlama yapmamız gerekiyordu."

Kızılhaç’ın sadece memurlarından değil, gönüllü çalışanlardan ve kan verenlerden oluştuğunu belirten Emine Hanım, "Bir gün yeni doğan bir çocuğun kanı değişmesi gerekiyordu. Depoda çok az kan vardı. Ben de kan vermeyi teklif ettim. Kanım sıfır pozitifti, doktora gidip yardımcı oldum," diyerek gönüllülüğün önemine dikkat çekti.

Emine Hanım’ın Kızılhaç’a olan bağlılığı, yalnızca resmi görevlerle değil, gönüllülük ve insani yardımlarla da örnek teşkil ediyor.

Yardım söz konusu olunca kadınlar hep önde

Emine Hanım, kadınların insani yardımlardaki rolüne dair şunları söyledi: "Yardıma ihtiyaç olduğunda kadınlar her zaman ilk koşar. Kadınlar, daha insani duygulara sahip oluyorlar. Kızılhaç’ta çalışan kadınlar gerçekten çok yardımseverdir. Eşya ve gıda toplamayı da genelde kadınlar yapar. Kadınlar hala büyük eşitsizliklerle karşı karşıya. Bu sorun devam ediyor."

Kadınların toplumda çok önemli bir yer tuttuğunu belirten Emine Hanım, "Kadınlar, toplumsal değişim ve insani yardımlarda daha fazla rol almalı" dedi. Onun görüşüne göre, kadınların şefkati ve yardımseverliği, kriz zamanlarında toplumu bir arada tutan en önemli bağdır. Kızılhaç gibi organizasyonlarda kadınların özverisi, toplum dayanışmasının temelini oluşturuyor.

Tito ziyareti

 Eski Yugoslavya'da kadın hakları mücadelesi veren Emine Hanım, unutulmaz bir deneyim yaşadı. Bütün Cumhuriyetlerden bir araya gelen kadınlarla birlikte Belgrad'da Tito’nun Mavi Treni'ne bindi ve Pula'ya kadar seyahat etti. Pula'da Tito'nun vapuruna binip Brioni Adası'na gitti ve burada iki gün geçirdi.

Toplantılarda kadın hakları ve eşitlik üzerine önemli konuşmalar yapıldı. Emine Hanım, o dönemde Türklerde kız çocuklarının okula gönderilmemesi sorunu ile ilgili Tito’ya derdini anlattı. Tito, bu konuda kadınların haklarını savunmak için planlar yaptı. Ayrıca, kadınların doğum izninin 9 ay olmasını, gece vardiyalarında hamile ve küçük çocuğu olan kadınların çalışmamasını, eşit maaş alacaklarını ve okullarda eşit haklara sahip olacaklarını duyurdu.

Yugoslavya Parlamentosu'nda da görev yapmış olan Emine Hanım, kadınların sosyal ve ekonomik haklarının iyileştirilmesi adına büyük adımlar atılmasına öncülük etti.

Zengin bir kariyere sahip olan Emine Hanım, ne zaman kariyerine tam anlamıyla nokta koydusnuz sorusuna “Noktalamadım” diyerek cevap verdi.

Emine Hanım'ın sıcak ve içten tavırları bizi gerçekten etkiledi. Ramazan ayı dolayısıyla evinde Türk kahvesi içme fırsatımız olmasa da, "Kahve yapamadım, ama bu güzel çikolatalardan sana ikram ediyorum, iftardan sonra yersin" diyerek zarif bir şekilde misafirperverliğini gösterdi.

Emine Hanım’ın hayatı, güçlü bir kadının topluma kattığı değerleri bizlere bir kez daha hatırlatıyor.

Hüsamettin Gina