Erol Rizaov: Vicdani istifalar olmadan Koçana'daki trajedi için adalet sağlanamaz
Duayen gazeteci Erol Rizaov’un, nezavisen.mk haber sitesinde yayınlanan köşe yazısında Koçana’daki trajedi üzerine adaletin sağlanılması isteniliyor ise, bunun sadece uzmanlardan oluşan geçici bir hükümetin kurulması ile olabileceğini belirtti.

Erol Rizaov, ‘‘ayrım gözetmeyen adalet için uzmanlardan oluşan geçici bir hükümet ve vicdani istifa gerekiyor. Başbakan Hristiyan Mickoski'nin, İçişleri Bakanı Pance Toşkovski'nin ve ayrıca Başsavcı Lyupco Kocevski'nin istifa etmeleri gerekiyor’’ ifadelerinde bulundu.
Uzmanlardan oluşan geçici bir hükümet kurulmadan Koçana’daki trajedinin sorumlularu bulunamaz
Erol Rizaov, nezavisen.mk’daki köşesinde ‘‘tarafsız uzmanlardan oluşan geçici bir hükümet olmadan, Koçana'daki trajediye sebep olan ve bunu önleyemeyen sorumlular için tarafsız bir soruşturma yapılması ve nihai adalet sağlanması mümkün değildir. Bunun gerçekleşmesi için Başbakan Hristiyan Mickoski ile İçişleri Bakanı Pançe Toşkovski’nin ve Başsavcı Lyupco Koceveski’nin istifa etmeleri gerekirken, partilerin etkisinden uzak, tarafsız bir soruşturmanın yürütülmesini sağlayacak, Başsavcının istifası ise savcılık ve yargı üzerindeki baskıları ortadan kaldıracaktır’’ifadelerinde bulundu.
Başsavcı Kocevski görevden almakla tehdit ediliyordu
Daha bir ay öncesine kadar Başsavcı Kocevski, hükümet ve bizzat Başbakan Mickoski tarafından yoğun baskı altındaydı. Kamuoyunda hakaretler ve istifa edeceği ve kendisi istifa etmezse Parlamento tarafından görevden alınacağı yönünde tehditler vardı.
Savcı Kocevski ise bu baskılara karşı kararlı ve cesur bir cevap vererek, hiçbir yasayı çiğnemediğini ve istifa etmeyeceğini açıkladı. Başka bir deyişle Parlamento tarafından görevden alınmaya hazırdı.
Bu gelişme, Makedonya'da parti ve siyasi baskılara boyun eğmeyen nadir bir örnek olarak sadece hukuk camiası tarafından değil, tüm kesimler tarafından memnuniyetle karşılandı. Yargıtay'daki hakimlerin değiştirilmesiyle bir savcının görevden alınması, yargı sistemine olan güvenin kaybolmasının en büyük sorumlusunun, partilileri parlamenter demokrasinin en önemli alanı olan hukukun üstünlüğü alanına çekmek amacıyla iktidarların siyasi etkileri ve baskıları olduğu gerçeğini gün yüzüne çıkaracaktı.